Esselamü Aleyküm
Değerli kardeşlerim;
Eyyubi vakfı olarak sizleri aydınlatmak ve dinimizi en sağlıklı bir şekilde öğrenmek maksadıyla Ramazan ayımızın ilk günlerinde sizlere ilk yazımızı Kulluk ve Kulluk bilinci üzerine sunmak istiyoruz. Yazmak bizden,muvaffakiyet Allah’tandır.
Bismillahirrahmanirrahim
Kulluk: Her türlü putperestlikten ve şirkten arınmaktır. Bu kulluk bilinci, insanlığın özünü çalmak isteyen tağut ve putlardan arınmayı gerektirir.
İnsanı yoktan var eden, kendi yarattığı ruhtan bize üfleyen, melekleri Adem’e secde ettiren ve bizi cennetine mirasçı kılan Allah Teâlâya olan kulluğumuzdur. O öyle bir Kulluk ki onunla Allah’ın önünde eğilir,ondan başkasına kulluk etmeyiz. Yine onunla, dünya ve ahirette hayra giden yolda yürürüz ve nihayet iki güzellikten birini elde ederiz.
Ya zafer, Ya şahadet…
Eğer insanlar, Allah Rasulü (sav) asırlar önce; “Ey kitap ehli! (Yahudi ve Hristiyanlar) Gelin,sizin
de,bizimde kabul ettiğimiz şu ortak ilkede birleşelim: Allah tan başkasına ibâdet etmeyelim ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayalım. (Ey müminler! Onlar bunu kabul etmeyip)yüz çevirirlerse sizde şöyle deyin: şahit olun ki biz, Allah a boyun eğip teslim olmuş(Müslüman)kimseleriz” buyurarak ilan ettiği ebedi ve ilahi dâvete icâbet etselerdi hep birlikte özgürce,aziletle, saadetle ve barış içinde yaşarlardı.
Kulluk, insanoğlunun hayatındaki ana/temel meselesidir. Hatta o, onların hayatındaki, tasarruflarındaki, duygularındaki ve ilişkilerindeki en büyük itici güçtür. Hatta yiyecek ve içecekten daha zarurî bir ihtiyaçtır. İnsan muhtaç ve zayıf bir varlıktır. Daima şu iki durumdan biri içindedir ki bu durumların bir üçüncüsü yoktur. Ya Allah’a ibâdet edip boyun büker, huzurlu ve mutlu biri olur, ya da putlar, nefsi arzular, şehvetler, zevkler, beşeri kanunlar,örf ve âdetler gibi insanın bağlandığı batıl ilahlara ve sahte putlara boyun büküp esiri olur.
Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: ”Türlü türlü rabler mi daha iyidir yoksa gücüne karşı durulmaz olan bir tek Allah mı?” Yusuf Suresi(39)
Kulluk, nefsin her türlü hakikat, hayır ve saadet yolunda yürümesi için onu harekete geçiren etkin
unsurdur. İbâdet ve kulluktaki bozukluk hiç şüphesiz insan hayatındaki düzeninde bozulduğunun habercisidir. Çünkü Allah Teâlâ ya Kulluk, insanının yaratılışının temel gayesidir. İnsan gerçek manada kulluk etmedikçe onların felâha ermeleri, özgür ve mutlu olmaları mümkün değildir. Dolayısıyla kulluk, kayıtsız şartsız bütün makamların üstündedir.
Kulluk; teslimiyet, itaat ve emirleri yerine getirip yasaklardan kaçınma temeli üzerine kuruludur.
İbadetin esas ve ilkelerini şöyle sıralayabiliriz: -Öncelikle Allah Teâlâ nın kendi zâtı, sıfatları, fiilleri ve bizim için gaybi olan, peygamberler tarafından bildirilen ve kitaplarda indirilen bütün hususlara doğru bir şekilde inanmak,
-yalnızca Allah’a ibâdet etmek,onu eş ve ortaklardan tenzih etmek,kalben onu kesin bir inançla tevekkül etmek,
-ona yönelip sığınmak,ondan korkmak,onun katındaki mükafâta ümit bağlamak,ihlasla ve yalnızca ona itaat etmek, yani kalbi olan amelleri gelir.
Sonra azâların amelleri olan: namaz, zekat, oruç,hac,ana babaya iyi davranmak,akrabâlık bağlarına riayet etmek,emânetlere sahip çıkmak,söz ve anlaşmalara vefa göstermek, komşuya,yetime,yoksula,yolda kalmışa ve muhtaç durumdaki bütün insanlara iyilik etmek gelir.
Daha sonra Kuran okumak,zikir,hakkı söylemek, güzel konuşmak, iyiliği yaymak,kötülüğe engel olmak, ilim öğrenmek ve öğretmek gibi dile ait ameller gelir.
Yine gizli ve açık her türlü çirkin ve ahlaksız fiilden kaçınmak,haramlardan uzak durmak kibir,riya, kendini beğenme,hased ve kıskançlıktan,nifaktan,gıybetten,laf taşımaktan sakınmak gibi Allah’ın yasakladığı fiillerden kaçınmakta ibadete dahildir.
Aslında kulluk,dinin tamamıdır. Nitekim Cebrâil as Allah Rasulü ne iman ve ihsanın ne olduğunu sorduğu vakit peygamber efendimiz bunları açıklamış,daha sonrada ashabına şöyle demiştir.”Bu gelen Cebrâil idi,size dininizi öğretmek için geldi.”(Tirmizi)
Allah Teâlâ ya Kulluk bir şeref ve bir onurdur. Kuranda Bakara suresinde ilk emir şudur: “Ey insanlar! Rabbinize ibâdet/kulluk edin.” buyurulur.
Gerçek manada kulluk yapmaya ve ibadette ihsan derecesine ulaşmaya yardımcı olan hususların bazıları şunlardır:
Kalbin uyanık ve niyetin ihlâslı olması,hem ibâdet halinde hemde ibadet dışında, kalbe Allah’a kulluğun hatırlatılması. Bu hatırlatma, kalbi yumuşatmak ve ona huşu kazandırmak suretiyle onu besleyen bir nehir gibidir ki onun sayesinde kalbin suyu çekilmez ve kalp katılaşmaz.
Selahattin Eyyubi.